26 Kasım 2019 Salı

73- müzzemmil suresi (Hubeyb öndeş meali)

Müzzemmil suresi

1- Ey bürünüp sarılan!¹

¹: Bu ifade "görevinde gevşeklik yapan" anlamında kullanılmış bir istiaredir. (müfredat : زمل) bir başka görüşe göre "Elçiliğin gereğine sarılan" veya "kur'an'a sarılan" anlamındadır. (kurtubi)

2-4- Pek azı yani yarısı hariç geceye kalk!¹ veya ondan [geceden] pek az olarak kıs [azalt] veya onun üzerine arttır. Kur'an'ı, sıraya yerleştirerek/ağır ağır/ seçerek oku.

¹: "Gece namazına kalk" anlamında olabilir. (kurtubi)

5- Gerçekten biz, sana ağır bir söz atacağız.

6-7- Gerçekten, gecenin işleri¹ (evet!) o, kalıcılık bakımından daha güçlüdür, söz bakımından daha sağlamdır [doğrudur]. Gerçekten, gündüzde senin için çok uzun bir koşturmaca² vardır.

¹: "Gecenin işleri" veya "gecenin vakitleri anlamındadır" . (Fahreddin Razi)

²: (müfredat : سبح)

8- RAB'binin ismini an. [kendini] tam bir adayış olarak ona ada!

9- Doğunun ve batının RAB'binin, kendisinden başka hiçbir Tanrı yoktur. Artık, onu bir vekil edin.

10- Onların söylediklerine karşı sabır et ve onlardan olabildiğince güzel bir ayrılış olarak ayrıl.

11- Beni ve nimet sahipleri olup yalanlayanları bırak ve onlara pek az mühlet ver.

12-14- Yerin ve dağların şiddetlice çalkalandığı ve dağların akıcı bir kum yığını oldukları gün gerçekten, tarafımızda ağır kelepçeler, kızgın ateş vardır, boğazda tıkanma [özelliğine] sahip bir yiyecek ve can yakıcı bir azap vardır.¹

¹: Bu azap çeşitlerinin ruhi bir azap olduğu, Cenneti elde etmeyi isteyen ve onu gören ama elde edemeyen kişilerin iç dünyalarında çektikleri azabı anlatan bir ifade olduğu da söylenmiştir (Fahreddin Razi)

15-16- Gerçekten biz, size bir şahit olan bir Elçiyi size gönderdik. Tıpkı Firavun'a Elçi gönderdiğimiz gibi. Ardından Firavun, (o) Elçiye isyan etti. Derken, onu tehlikeli bir yakalayış olarak yakaladık.

17- Artık gerçeği örtmüşseniz, çocukları başı ağarmış/ihtiyarlamış bir hale getiren [sıkıntılı] günden nasıl korunup sakınırsınız?

18- Gök, onunla [o gün sebebiyle] yarılıcıdır. Verdiği sözü, yerine getirilmiş oldu.

19- Gerçekten bu, bir öğüttür. Artık, kim tercih ettiyse, RAB'bine varan bir yol edindi.

20- Gerçekten, gecenin üçte ikisinden daha aşağı bir vakitte, yarısında ve üçte birinde kalktığını RAB'bin biliyor. Seninle birliktekilerden bir takım da [bu yaptığını yapıyor]. Allah, geceyi ve gündüzü belirliyor, onu yapamayacağınızı¹ bildi, ardından tevbenizi kabul etti. O halde, kur'an'dan ne kolay geliyorsa onu okuyun. Sizden, [bir kısmının] hasta olacağını; diğerlerinin, Allah'ın ikramından ararken yerde [yeryüzünde] sefere çıkacağını; diğerlerinin de Allah'ın yolunda [savunma ve koruma yolunda]¹ savaşacağını bildi. O halde, ondan ne kolay geliyorsa onu okuyun. Yönelişi (namazı) ayakta tutun (devam ettirin), zekatı verin ve Allah'a oldukça güzel bir ödünç olarak ödünç verin. Herhangi bir hayır[türün]den kendi canınız için önden ne hazırladıysanız, Allah'ın katında onu kendisinden daha iyi (hayırlı) olarak ve daha büyük bir ödül olarak bulursunuz. Allah'tan bağışlanma dileyin. Gerçekten Allah, çok bağışlayandır, rahimdir.

¹: "Len tuhsuhu=لن تحصوه" ifadesi genellikle "hesap edemeyeceksiniz" olarak anlaşılmış olsa da, "hasevey=حصوى" fiili, "yapabilecek güce sahip olmak= الْإِطَاقَةُ" manasında da kullanılır (İbni faris:Mekayısi-l lugat : حصوى) 
"Onu" zamiri, gece namazlarına gidebilir. Yani "Gece namazlarına gücünüz yetmeyecek" manasında olabilir. 

²: "Allah yolunda" ifadesiyle kasıt edilen her ifade, kur'an'ın onay verdiği ve emir ettiği şeyleri kapsar. Kur'an'ın onay verdiği savaş, sadece savunma, koruma, sadist insanları yok etmek, baskıyı yok etmek maksadıyla yapılan savaştır. (Bakara 190-195,) bunların dışında hiçbir şekilde savaşa müsaade yoktur. Savaş açanlar barış istiyorsa, bu durumda Barışı emir eder (Enfal 61,) savaş açmadığı sürece, müslüman olmayan kişilere dahi iyilik etmeye müsaade edilir. (Mumtehine 8,) bazılarının sandığının aksine; bu tarz ayetler durduk yere savaşmayı emir etmiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder